Güneş Özel Eğitim & Rehabilitasyon Merkezi

Okul Öncesi Disleksi Testi ve Okul öncesi Disleksi Müdahale Programı

Disleksi; normal ve ya normalüstü zekaya rağmen, akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunlarıyla kendini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme farklılığıdır. Özgül öğrenme güçlüğü kategorisinin alt alanlarından olan disleksi, özgül öğrenme güçlüğü grubunun %85‘ini oluşturmaktadır.

Yapılan bilimsel çalışmalar okul öncesi dönemde dislektik bireylerin en belirgin özelliklerinin;

  • Dil gelişiminde gecikme.
  • Dil edinimi sırasında telaffuz sorunları.
  • Birbirine yakın kelimeleri yanlış sesletme
  • Kelime dağarcığında yaşıtlarına göre sınırlılık
  • İfade edici dil becerilerinin gelişimde sohbet başlatma ve sürdürme alanlarında sınırlılık
  • Alıcı dil becerilerinde, söylenen karmaşık cümleleri anlama ve yorumlamada zorlanma.
  • Otomatik patern becerilerinde zayıflık.
  • Ardı ardına verilen yönergeleri yerine getirirken sıra takibini yapamama.
  • Uyaklı sözcükleri bulma, ayırt etme ve sıralamada sıkıntı.
  • Eylemleri karıştırır.
  • Sıra takibi gerektiren bilgileri öğrenmede sıkıntı.
  • Yönelim becerilerinin gelişimde zorluk
  • Görsel-işitsel dikkat gerektiren etkinliklerde yetersizlik olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu bilimsel çalışmalardan yola çıkan DİSENT (Disleksi Araştırmaları Enstitüsü) program geliştirme birimi uzmanları Türkiye’de alanında ilk ve tek olma özelliğine sahip olan, 48-72 aylar arasındaki bireylere doğrudan uygulama yapabilmesini sağlayan ODİST’i (Okul Öncesi Disleksi Belirtileri Testi) geliştirmiştir.

Okul Öncesi Disleksi Müdahale Programı dört bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler;

  • Otomatik Patern,
  • Kısa Süreli Bellek,
  • Görsel İşlemleme,
  • Fonolojik Farkındalıktır.

Otomatik Patern

Akıcı okumanın başarılı bir biçimde gerçekleşmesi, altında yatan süreçlerinin sağlıklı çalışmasıyla ilgilidir. Akıcı okumayı doğrudan etkileyen bu süreçlerden biri de Otomatik Paterndir. Otomatik Patern becerileri okul öncesi dönemde gelişmeye başlamaktadır (Wolf 2014).

Otomatik Patern uygulamasındaki en temel esas; nesneler, harfler, sayılar ve renklerin olabildiğince hızlı fakat doğru bir şekilde ifade edilmesi gerekliliğidir. Otomatik Patern uyaranlarının, Otomatik Patern testlerinin özellikle dislektik bireylerin eğitimi alanında önemli bir yer edinmesi büyük ölçüde onun okuma ve işitsel kısa süreli bellek kapasitesi ile olan güçlü ilişkisine bağlıdır.

Otomatik Patern özünde bulunan hızlı isimlendirme, dikkat, görsel ayırım, görülen ile semantik bilginin entegrasyonu, fonolojik özellikler ve sesletim gibi farklı bileşenleri kapsar. Bu bileşenlerin her biri Otomatik Patern görevinin tamamlanması için hayati öneme sahiptir (Siddaiah ve Padakannaya, 2015). Otomatik Patern, işitsel kısa süreli bellek ve akıcı okuma arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Otomatik Patern bu ilişkide yordayıcı rolü ile öne çıkmaktadır.

Kısa Süreli Bellek

Bellek, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, akıl, hafıza olarak açıklanmaktadır (TDK, 2010).

Kısa süreli bellek, beyne duyusal uyaranlarla gelen bilgilerin, uzun süreli bellekteki bilgilerle karşılaştırıldığı ve işlemlere tutulduğu etkinlik alanıdır. Disleksiden etkilenmiş bireylerde daha çok kısa süreli bellek sorunları görülür. Kısa süreli bellek özellikle işitsel kısa süreli bellek süreçleri okuma, okunulan metni anlaşılması ve hatırlanması açısından önemlidir. Bu noktadan hareketle okul öncesi dönemde disleksiden etkilenmiş bireylerin işitsel ve görsel kısa süreli bellek kapasitelerinin gelişimi ilerleyen dönemde akıcı okuma ve okuduğunu anlama becerileriyle sıkı sıkıya bağlantılı olduğu bilinmektedir.

Görsel İşlemleme

Söz konusu öğrenmek olduğunda, gözler bu beceride oldukça uzmandır. Çocuklarımızın okulda aldığı bilgilerin %80’i görsel kaynaklıdır. Gözlerin arkasında sanılandan çok daha önemli bir süreç gerçekleşmektedir. Görsel bilginin içeri girdiği andan itibaren beyin, gördüklerini yorumlamaya ve bir sonraki adımını planlamaya başlar.Bu sürece görsel işlemleme adı verilir. Görsel işlemleme becerilerinin akademik başarıda ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bilinmektedir. Çocuklar metni okurken, yazım hatalarını bulurken, bir matematik problemi çözerken veya bir model yaparken, görsel işlemleme becerilerini kullanırlar.

Fonolojik Farkındalık

Bireylere hayat boyu kullanılacağı temel dil becerilerinin kazandırılması, doğru ve etkili bir şekilde planlanmış ilk okuma ve yazma öğretim süreci ile mümkündür. İlk okuma yazma öğretimi için yeterli hazır bulunuşluğa ulaşılmasında birçok beceri önemli rol oynamaktadır.Bu becerilerden bir tanesi de fonolojik farkındalıktır. Fonolojik farkındalık harf ve harfin işleyişi arasındaki ilişkiyi anlamak için ön koşul niteliğinde olan sözlü dil becerisidir.

Fonolojik farkındalık; okuma-yazma ile güçlü bir ilişkisi olan, gelişen ve kelimeyi oluşturan sesleri tanıma, ayırma, manipüle etme ve ortak seslerden oluşan kelimeleri fark etme görevleri ile ilgili bir beceridir (Anthony ve Francis, 2005). Konuşma dili yeteneğinin bir parçası olan fonolojik farkındalık cümlelerin kelimelerden, kelimelerin hecelerden ve hecelerin de seslerden oluştuğunun farkında olma bilgisidir (Allor, 2002). Fonolojik farkındalık, seslerle harfler arasındaki ilişkiyi anlamak için ön koşul niteliğinde olan sözlü dil becerisidir (Torgesen ve Wagner, 1998).

Araştırmalar okuma problemi yaşayan çocukların erken teşhisinde fonolojik farkındalık becerisinin önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Akıcı okuma problemi yaşayan çocuklar fonolojik farkındalığın birçok görevini yerine getiremezler. Bu çocuklar ilk sesi ve son sesi benzeyen kelimeleri diğer çocuklara göre daha güç fark ederler. Ayrıca konuşulan kelimelerin parçalardan oluştuğunu anlayamamaktadırlar ve bu parçaların yazılı dildeki karşılıklarını da keşfedememektedirler. Bu çocuklar yaşıtlarına göre dildeki sesleri geç öğrenirler. Bazı sesleri hiç kullanmadıkları gibi bazılarını da hatalı olarak kullanırlar; böylece dillerinin anlaşılabilirliği düşük olur. Fonolojik farkındalığın bu görevlerinde zorluk yaşayan çocukların akıcı okuma problemleri de yaşamaları fonolojik farkındalığın okuma becerisinde yaşanan problemlerin belirleyicisi olduğunu da ortaya koyar.

Okul Öncesi Disleksi Müdahale Programı Fonolojik Farkındalık bölümü, yukarıda da belirtildiği gibi çözümleme stratejisine dayalı bir çalışma sistematiğidir. Cümle, kelime, uyak, ses çözümlemesine dayalı etkinlikleri bağımsız ve akıcı bir şekilde gerçekleştiren birey sürecin sonunda/okuma-yazma öğrenme sürecinde ortografi oluşturma becerisi kazanır.